Duygusal Açlık

O günkü modunuz ile beslenme alışkanlıklarınız arasında güçlü bir bağlantı olduğunu fark ettiniz mi? Doğal olarak beslenme alışkanlıklarımızı etkileyen pek çok faktör vardır ayrıca birçok insanın duygusal sıkıntıları nedeniyle kilo aldıklarını görüyoruz. Bu insanlar bazen “Beni şişiren bir şey var” deseler de duygusal açlıklarını kontrol etmeleri, sağlıklı beslenme ve egzersiz yapmaları halinde kilo vermeleri için bir engel kalmaz. Bazı klasik görüşler duygusal açlığın, bulimia, nervoza, pika ve anoreksiya gibi bir psikolojik yeme bozukluğu olduğunu savunur. Ancak hem arka planda çalışan mekanizma gereği hem de bilinçaltı düzeyde müdahale edilebilir olması sebepleri ile Duygusal Açlık esasında bir psikolojik yeme bozukluğu olarak tasnif edilemez. Hatta “duygusal” değil “hormonal”dir bile denilebilir. Ancak hormonlar duygu durumunuzu direkt olarak etkilediği için duygusal açlık tarifi yerindedir. Ayrıca birazdan anlatacağım bu mekanizma her türlü madde bağımlılığında benzer biçimde işler. Duygusal Açlık Sistemi Nasıl Çalışır? Eğer gerginlik, öfke, yalnızlık, can sıkıntısı, stres, yorgunluk, depresyon, aşk acısı veya anksiyete gibi türlü sebeplerle vücudunuzdaki seratonin (mutluluk) hormonu seviyeniz düşerse o zaman dopamin (coşku) hormonu insanı mutlu etmek için küçük oyunlar oynamaya başlar. Gözünüzün önüne resmen sizi mutlu edecek şeylerin görüntüsünü getirir, bu hayaller esnasında dopamin seviyeniz örneğin 20’ den 50’ e çıkar. Birden yüzünüzde tatlı bir gülümsemeyle tatlının, çikolatanın veya aklınıza düşen abur cuburun neredeyse tadını hatta kokusunu alırsınız. Ancak çok değil 10-12 saniye sonra beyin ürettiği bütün dopamini birden keser, saniyeler içinde 50’ lere çıkan dopamin seviyesi 2-3’ e kadar düşer. Ani bir mutsuzluk ve yoksunluk hissi başlar. İşler bu seviyeye geldiyse ve durumun farkındaysanız artık beyninizi kandırmaktan başka bir seçenek kalmamıştır. Genelde seratonin eksikliği pasif bir mutsuzluk yapar, ancak dopamin eksikliği kişiye çoğunlukla pişman edecek aksiyonlar aldırır. Yemek yedikten sonra duygularınızı analiz edin, eğer yedikten sonra kendinizi suçlu hissediyorsanız o zaman duygusal yeme isteğini yerine getirmek için yediğinizi hatırlayın. Böyle duygusal patlamalar esnasında yediklerinizden hasta bile olabilirsiniz. Oysa fiziksel açlık hipoglisemi atakları dışında bir anda başlamaz, yavaş yavaş kontrollü artan bir acıkma hissi oluşur. Duygusal açlığı bir anda bastırmanız gerektiğini hissedersiniz ancak fiziksel açlık biraz bekleyebilir. Eğer mutsuzluğunuzu yenmek için yiyorsanız karnınız doysa bile yemeğe devam edersiniz. Öte yandan eğer gerçekten acıktıysanız o zaman kan şekeriniz yükseldiğinde yani tok hissettiğinizde yemeyi bırakırsınız. Peki Duygusal Açlıkla Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Duygusal açlıkla başa çıkmak için farkındalık geliştirmek, duygusal ihtiyaçları anlamak ve alternatif yöntemler aramak önemlidir. Danışmanlık, terapi veya koçluktan destek almak, duygusal açlıkla başa çıkmada yardımcı olabilir. Ayrıca, duygusal olarak doyum sağlayan aktivitelere yönelmek, duygusal ihtiyaçları karşılamak için daha sağlıklı yollar bulmak için yardımcı olabilir. Bu aktiviteler arasında meditasyon, egzersiz, sanat yapma, hobilerle uğraşma, sosyal etkileşim ve duygusal destek alabileceğiniz güvenilir kişilerle konuşma gibi yöntemler yer alabilir.
SubMental veya benzeri bilinçaltı yöntemleri stres yönetiminde yardımcı olurken beyninizin “mutsuzluk olunca kontrolsüz coşku” döngünüsü kırmak ve size düzenli bir Wellness alışkanlığı kazandırmak da çok fayda sağlayabilir. Ayrıca çoğu zaman zihninizi dağıtmak da duygusal açlığı yenmenizde yardımcıdır. Kendinize kısa-orta vadeli hedefler koyun. Mesela yüzme dersi alın, gitar çalmayı öğrenin. Ancak bu planlarınızda bir kişiye bağımlı olmamaya özen gösterin. Örneğin yüzme kursuna bir arkadaşınız ile gidecekseniz O’ nun kurs günü uygun olup olmayacağını beklemeyin. Siz bunu kendiniz için yapıyorsunuz, gidin ve yapın! Başlangıç olarak ne kadar aç olduğunuzu değerlendirebilir, buna bir puanlama sistemi uygulayabilirsiniz. Sağlıklı ve dengeli yemek yediğinizden emin olduktan ancak iki öğün arasındaki boşluğun çok olmasının da duygusal yeme ataklarına neden olabileceğini göz önünde bulundurun. Beslenmenizin düşük glisemik indeksli, sebze, meyve, az yağlı protein ve az yağlı süt ürünlerinden zengin olduğundan emin olun. Ayrıca yetersiz uyku da duygusal açlığınızı tetikleyebilir. Bu nedenle vücudunuzun günlük stres ve yorgunluktan kurtulması için yeterli uyku ve egzersiz düzenini sağlamak çok yerinde olacaktır. Sonuç olarak, duygusal açlık insanlar arasında yaygın olan bir durumdur ve duygusal zorluklarla başa çıkmak için yiyeceklere başvurmak oldukça normaldir. Ancak bu alışkanlık, uzun vadede sağlığa zarar verebilir ve duygusal ihtiyaçlarımızı sağlıklı yollarla karşılamamız önemlidir. Duygusal açlıkla başa çıkmak için farkındalık ve alternatif yöntemler geliştirme konusunda çalışmak, daha sağlıklı bir duygusal denge ve yaşam tarzı elde etmemize yardımcı olabilir. Eğer kendinize yenik düşüp yediyseniz ertesi gün yeni bir başlangıç yapabileceğinizi unutmayın. Kendinizi suçlamak sorunu çözmez hatta sizi derin bir karamsarlığa sokup daha çok yemenize neden olarak bir kısır döngüye dönüşebilir. Bu gibi kısır döngüler zamanla derinleşerek çözümü olmayacak diyetlerde veya cerrahi müdahalelerde aramanıza yol açabilir. Oysa duygusal açlığı kontrol etmeye çalışmak biraz zaman alabilir ancak göründüğü kadar zor değildir.

Bu sayfayı paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bağlantılı

Makaleler