Kötü Hipnozlar

Kötü hipnozun etkisi altında kalmak deyince galiba bazı insanların aklına bir ara kötü niyetli bir hipnozcunun koltuğuna oturmuş olmak filan geliyor. Haydi buyurun sık görülen o kötü hipnozlara birkaç örnek verelim. Düşündükçe aklıma geliyor, sizinde ekleyeceklerinizi bilmek isterim. Okuyunca "hayır canım ne alaka" dedikleriniz var ise öğrenmiş olmak içinde bulunduğunuz hipnozu gidermiyor demektir. -Böcek ilacı diye bir şey yok, o bir böcek zehiridir. -Bebek maması ile protein tozu teknik olarak aynı şeydir. -Aroma’nın anlamı; sahte, yapay, ..mış gibi yapan demektir. -Toz şeker beyaz renkli saf bir madde değildir. Rengi beyazlaşsın diye kimyasallar eklenir. -Esmer şeker, daha az şeker veya daha az zararlı şeker demek değildir, beyazlatıcı maddesi daha az eklenmiş şekerdir. -Madem güçlünün tersi zayıf, şişmanın da tersi zayıf ise o zaman zayıflar zayıf, şişmanlar ise güçlüdür?!?! -Bir oturuşta bir kuzuyu yiyen insanlar bunu güçlü kuvvetli oldukları için değil, aç gözlülüklerinden yapar. -Bulaşık deterjanı bildiğiniz zehirdir. -Bulaşık makinesinden parıldayarak çıkan bulaşıklar, tertemiz olduğunu değil, üzerinde parlak cila tabakası olduğunu gösterir. -Diş macunu nane aromalı deterjandır. -Limon veya diğer asitli şeyler beden yağlarını eritmez, öyle olsaydı limondan 200 kat daha güçlü mide asidi işi bir günde bitirirdi. -Ödem su eksikliğinden olur. Ödem attırsın diye kullanılan türlü ödem sökücüler vücuttan daha fazla su attığı için ödemi daha sert ve kalıcı hale getirir. -İnsanların ürettiği hiç bir şey “kutsal” değildir, ekmekte diğer bütün üretim çıktıları gibi bir üründür. Konu nimet ise ekmek ile diğer bütün yiyecekler aynı seviyede nimettir. -Ekşi mayalı ekmek ile normal ekmek arasında teknik bir fark yoktur, içindeki mayanın tadı tuzu buğday ununun zararını gidermez. -Kızarmış yada kurumuş ekmek zararı azalan ekmek değildir. -Erişte, şehriye gibi buğday unundan yapılan yiyecekler ile mesela makarna teknik olarak aynı şeydir. -Bu deterjan mis gibi, tertemiz kokuyor filan diye doğru bir kavram yoktur, mis gibi kokuyor dediğimiz şey kimyasal bir esanstır. -İnsanın “şeker ihtiyacı” diye bir kavram yoktur. 600.000 bin yıllık insanlık tarihinde şeker 200 yıl kadar önce icat oldu. İhtiyaç sanılan şey fizyolojik değil keyfidir. -Keyif düşkünlüğü kavramı sadece içki, seks, gece hayatı, kumar oynamak filan demek değildir. Zarar verdiğini bile bile aşırı yemek en popüler keyif düşkünlüğüdür. Bakınız "günler". -Hayat bir şeyler bitince veya o dert hallolunca filan başlamaz, şu anda yaşadığınız her ne ise o zaten sizin hayatınız. -Tablet, akıllı telefon gibi cihazlar en düşük zekalı kişilerin bile kullanımı için tasarlanmış olan cihazlardır. Bunları kullanabilmek teknolojiyi bilmek, zeki olmak filan değildir. -Kola kola bir iftar geleneği filan değildir. -Kolada bağımlılık yapan tadı değil, içindeki kafein maddesidir. -"İçinde ne olduğu firmamızın sırrıdır" cümlesi size bilmediğiniz, muhtemelen bilseniz tüketmeyecek olduğunuz bir şeyi kakalıyoruz demektir. -"Başka şubemiz yoktur" demek çoğunlukla işler çokta iyi gitmedi demektir. -Aşk, aşırı sevmek değil, aşık olunan kişiye zarar verme pahasına O’nu elde etme saplantısıdır. -Ebeveynin görevi çocuğun isteklerini yerine getirebilmek değil, o çocuğu geleceğe hazırlamaktır. -Gofret, bisküvi gibi şeyler gıda maddesi değil, ne pahasına olursa olsun para kazandırmak için yapılmış bir üründür. -Zeytinyağı gibi sağlığa iyi gelen yağlar ile mesela domuz yağı gibi en kötü, zararlı yağlar aynı miktarda kalori verir. -Şeker eklenmemiş nar ekşisi, pekmez gibi şeyler şekersiz demek değildir. İçine toz şeker eklenmemiş olsa da o meyvedan gelen yoğun miktarda şeker vardır. -Tatlandırıcılı sakızlar veya diyabetik reçel gibi yiyecekler kalorisiz değildir. Bütün doğal tatlandırıcılar şekere çok yakın miktarda kalori içerir. -Nesfit ve benzeri yiyeceklerde %20 kadar şeker bulunur, bu miktar neredeyse bir gofrete yakındır. -Bir şeyin %100 doğal yada %100 bitkisel olması zararsız olduğu anlamına filan gelmez. Öyle olsa tütünden zarar gelmezdi. Ayrıca Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı piyasaya çıkan bütün bitkisel şeylerin analizini yapmaz. Üretici üzerine istediğini yazar. Analizler sadece o madde hakkında ciddi bir şikayet olursa yapılır. -Online kurslar ile hiç bir şeyin uzmanı olunamaz. Öyle olsaydı bütün diplomaları Google dağıtırdı. -Konu haram ise haram olan şarabın kendisi değil alkollü bütün içeceklerdir. -Sucuk, sosis, salam gibi et ürünleri içindeki karabiber, tuz gibi baharatlar ile pişmez. Bu ürünlerin çürümesini önleyen veya “pişmesini” sağlayan nitrit isimli zararlı bir kimyasaldır. -Maden suyu doğadan kabarcıklı çıkmaz, aşırı mineralli olan acımsı tadı hissedilmesin diye şişelenirken içine gaz basılır. Bu gaz ile "asitin" ilgisi yoktur. -Kırmızı renkli her şeyin “kan yapıyor” olması inancı sadece renklerinden gelir. Oda kırmızı gerçi ama bir parça et, 200 kilo kara üzümden daha fazla “kan” yapar. -Vitaminler enerji vermez, kilo aldırmaz. Vitamin almak her gün kullanılan bir arabanın yağına her sabah birkaç damla ekleme yapmak gibidir. Eğer bir marka gerçekten enerjik hissettiriyor ise içinde kafein veya taurin gibi enerji içeceği maddesi vardır. -Enerji içeceği "enerji" sağlamaz, vücudunuzun gün boyu harcamak için ürettiği enerjiyi kısa sürede tüketip bitirmenize yol açar. -Kansızlığı (yani demir eksikliği) olduğu halde kilo alacağım diye demir hapı kullanmayanlar vücut yağlarını yakamazlar. Yani demir eksikliği aşırı kilonun inatcı olmasına yol açar. -Şeker hastalığına sadece şekerli şeyler dokunur denemez. Keza o hastalığın gerçek adı Diyabet’tir. Bütün karbonhidratlar teknik olarak şekerdir. Bir şeker hastasına pilav ve sütlaç neredeyse aynı zararı verir. -Karbonat gibi alkali bir şey içerek vücudunuzu alkali filan yapamazsınız, alkali maddeyi gören mide daha çok asit salgılayacak durumu dengeler. Olur da dengeleyemezse zaten ölürsünüz. -Terlemenin kilo vermek ile ilgisi yoktur, vücut sadece su atar. Hatta vücut en çok kaloriyi üşümemek için harcar, soğukta üşürken terlediğinizden 3-4 kat fazla kalori yakarsınız. -Bölgesel kilo vermek diye doğru bir cümle yoktur. Nasıl bir arabanın deposundaki yakıtın "şu kısmını yakayım" diyemezseniz beden yağları da o şekildedir. Sadece göbek yağım erisin diyemezsiniz. Ayrıca ilk gelen yağ en son gider. -Alkolizm alkol içmeyince çıldırma hali değildir, sık sık içmek için bir bahane bulan herkes az yada çok alkoliktir. -Sigara bağımlısı olmak için artık paket taşımaya başlamış olmaya filan gerek yoktur, 3-4 nefes derin nefes çeken herkes o anda azda olsa bağımlı haline gelir. Bağımlılık “ben buna başlamam” diyerek kişiyi kandırır ve kişi türlü türlü bahaneler ile içmeye devam eder. -Egosuz insan olamaz, egosunu kontrol edemeyen insan olur. O’na “Benim egom” yok dedirten O’nun egosudur.

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler