Stresin Beslenmeye Etkisi

Günümüzde Wellness, insanın fiziksel, sosyal, duygusal durum gibi yaşamının bütün boyutlarıyla ilgili bir kavram olarak düşünülmektedir. Bu anlamda Wellness, yaşamdan memnuniyeti ve yaşam kalitesini içermekte ve kişinin kendisini geliştirmesini ifade etmektedir. Stres, (gerginlik, endişe, üzüntü) kişinin yaşamdan memnuniyetini ve yaşam kalitesini etkileyen önemli sağlık sorunlarından biri olarak değerlendirilmektedir. Stres anında, beyinde hipotalamus etkilenerek hormonal sistemde bazı değişiklikler meydana gelmektedir. Böbrek üstü bezlerinden adrenalin, noradrenalin ve kortizol hormonları salgılanır. Bu hormonların salgılanmasıyla kan şekeri, kalp atışları, metabolik hız, mide, bağırsak faaliyetleri ve kaygı düzeyinde artış gibi vücutta bazı değişiklikler olmaktadır. Salgılanan bu hormonların belirli bir miktarı organizma için yararlı iken uzun süreli ve fazla miktarda salgılanması yarardan çok zarar verici özelliğe sahip olmaktadır. Stres, yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve yaşı, cinsiyeti, konumu, statüsü ne olursa olsun hiç kimsenin strese karşı bağışıklığı yoktur. Bu nedenle, stres konusunda bilgilenmek ve verebileceği zararların farkında olmak, gerek sağlığın korunması ve gerekse okul ve iş yaşantısındaki başarı açısından büyük önem taşımaktadır. Yaşamımız süresince maruz kaldığımız sınavlar, hızla zorlaşan yaşam şartları, trafik sorunu, iş hayatı, insan ilişkileri gibi pek çok stres kaynağı vardır.  Stresli bir yaşam özellikle çocuk ve gençlerimizin duygusal gerginlik hissetmesine, toplum ile bütünleşememesine ve uyumsuz kişilik sergilemesine, başarılarının düşmesine ve bazı sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Sınav stresinin çocuklar üzerinde daha yoğun hale gelmesine neden olan bazı faktörler vardır. Kişinin kendinden vazgeçme isteğini tetikleyen tehlikeli bir unsur olan stres yönetimi için, hayatın A noktasından B noktasına ulaşmak olmadığını. Hayatın kendisinin bu iki nokta arasındaki yolculuğun bizzat kendisi olduğunu hatırlamak ve aşağıdaki biçimde sağlıklı beslenmek çok faydalı olacaktır. Şeker ve ekmek gibi şekere dönüşen besinlerin tüketimini mümkün olduğunca azaltarak kan şekerini dengeleyici düşük Glisemik İndeksli kompleks karbonhidrat kaynaklarının tüketiminin arttırılması, Kuru baklagiller, kuru meyveler, tahin, yeşil sebzeler gibi demirden zengin besinlerin yeterli miktarlarda alınması, Sinir sisteminin çalışmasında etkin B vitaminleri, magnezyum ve biotinden zengin besinlerin (yulaf, kepek, koyu yeşil yapraklı sebzeler, ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlar vb.) tüketiminin arttırılması, Bağışıklık sistemini güçlendirici C vitamininden zengin (maydanoz, kivi, portakal, yeşil biber gibi) ve beta karotenden zengin besinlerin (koyu yeşil yapraklı sebzeler, sarı- turuncu meyveler) tüketiminin arttırılması, Özellikle masa başı işlerde çalışırken şeker ve şekerli besinler, cips, kuruyemiş, gazlı içecekler gibi besinler yerine süt, yoğurt, sütlü tatlılar, peynir, taze sıkılmış meyve suları ve kuru yemişlerin tercih edilmesi, Günlük kafein tüketiminin en fazla 2 fincan kahve ile sınırlandırılması, Strese bağlı vücutta oluşan toksinlerin atılmasını kolaylaştırmak amacıyla günde en az 8-10 bardak su tüketilmesi önerilmektedir.
 Korhan Özduru
Via: Wallis D.J, Hetherington M.M. Stres and eating

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler