Sıfır Beden!!!

 Çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olan şişmanlık (obezite), teknolojinin getirdiği yaşam şekli ve ayaküstü beslenmenin ağırlık kazanmasıyla gün geçtikçe artmakta ve kişilerin yaşam kalitelerini düşürmektedir. Bir yanda değişen beslenme alışkanlıkları diğer yanda medyanın güzelliği "sıfır beden" gibi ölçülere indirgeyen anlayışı, özellikle gelişme çağındaki çocuk ve ergenler üzerine psikolojik ve fizyolojik olarak olumsuz etkiler yaratmaktadır. Manken diyetleri, mucize diyetler, şok diyetler gibi hızlı kilo kaybına neden olan ancak uzun vadede önemli sağlık sorunlarına yol açabilen diyetler, medyatik ve ticari amaçlar nedeniyle yaz aylarına yaklaştığımız günlerde sıklıkla gündeme gelmekte ve pek çok genç tarafından sıfır beden olma isteğiyle bilinçsizce uygulanmaktadır. Özellikle ergenlerde bir moda haline gelen sıfır beden tutkusu aslında sağlığı önemli ölçüde tehdit eden bir durumdur. Ergen; kendini kanıtlama, kabul ettirme, beğeni toplama isteğinin en üst seviyede olduğu bir dönemdedir. Ergenlik dönemi, fiziksel büyüme, psikolojik ve sosyal gelişimin olgunluğa eriştiği bir dönemdir ve özellikle 11-16 yaşları arasında boy uzunluğu hızla artmaktadır. Genellikle 2-3 yıl süren bu büyüme atağı sırasında, erişkin hayattaki ağırlığın yaklaşık yarısı ve total kemik kitlesinin de yaklaşık %37'si kazanılır. Bu dönemde büyüme hızını yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite yakından etkilemektedir. Büyüme ve gelişim hızının artması ile birlikte gencin dikkati vücudundaki bu değişime odaklanır. Bu dönemde bedensel açıdan hoşnut olunacak bir vücut yapısına sahip olmak en önemli ihtiyaçlarından birisidir. Özellikle genç kızlar, yaşıtlarınca beğenilen ince bir vücuda sahip olma isteğiyle, bilinçsizce ve kontrolsüzce çevreden duyduğu çok düşük kalorili zayıflama diyetlerini uygulayabilmektedir. Ancak bu durum, büyüme ve gelişmede duraklama, adet yaşında gecikme ve adet düzensizlikleri, iskelet sisteminin gelişiminde anormallikler gibi pek çok sağlık probleminin gelişimine neden olabilmektedir. sifir-beden-kurbani-mankenlerBilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetleri ayrıca; baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi pek çok sağlık sorunlarına da neden olmaktadır. Bu diyetler,bireyin bazal metabolizma hızının düşmesine, diyetin bırakılması sonrasında hızla verilen kiloların geri alınması nedeniyle de bireylerin sürekli zayıflama diyeti uygular hale gelmesine neden olmaktadır. Sıfır beden olma isteğiyle gelişebilecek en tehlikeli sağlık sorunlarından biri de halk arasında "manken hastalığı" olarak bilinen anoreksia nervozadır. Yeme davranış bozukluğu ile karakterize bu ruhsal rahatsızlık, bireyin sürekli kilo vermeyi istemesi, kilo almaktan korkması, normal vücut ağırlığının çok altında olmasına rağmen bilinçaltına "ne kadar zayıf olursam o kadar güzel olurum" anlayışının yerleşmesi ve yemeyi reddetmesidir. Oysa ki, obezite gibi aşırı zayıflık da önemli bir sağlık sorunudur ve pek çok hastalığın gelişimine zemin hazırlamaktadır. Aşırı zayıflık, özellikle bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve hastalıklara karşı direncin azalmasına, vücut fonksiyonlarının işleyişinde bozukluklara, kronik yorgunluk ve halsizliğe, çalışma veriminde ve yaşam kalitesinde azalmaya neden olur.Dünya Sağlık Örgütü'ne göre yetişkin sağlıklı bir insanın Beden Kitle İndeksi (BKİ) en az 18.5 olmalıdır. BKİ, vücut ağırlığının (kg) boy uzunluğunun (m2) karesine bölünerek hesaplanır. Yetişkin bireylerde en küçük giysi bedeni olarak bilinen 36 bedenden çok daha küçük olan 32 beden olarak nitelendirilen sıfır beden, BKİ'nin 14-16 arasında olmasıdır ve bu son derece sağlıksız bir vücut ağırlığına sahip olunması anlamına gelmektedir. Sağlıklı ve ideal vücut ağırlığına ulaşmak ve bu kiloyu korumak için öneriler aşağıda sıralanmıştır. Ağırlığınızı (kg) boy uzunluğunuzun (m) karesine bölün ve bu oranın 20-24.9 arasında olmasına özen gösterin. Kısa sürede kilo kaybını sağladığı öne sürülen ve pek çok yan etkisi bulunan çeşitli ilaçlar, gerçek kilo kaybı yerine vücuttan sadece su kaybına neden olan diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar bilinçsizce kullanılmamalıdır. Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için, genel sağlık kontrolünden geçtikten sonra uzman tarafından yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarınıza özgü hazırlanan beslenme programı uygulanmalıdır. Sağlıklı ve kalıcı ağırlık kaybının haftada en fazla 0.5-1.0 kg olması gerektiğini unutmayın. Öğünlerinizi atlamayın. Düzenli aralıklarla günde 3 ana ve gerekirse ara öğün tüketmeye özen gösterin. Yeteri kadar protein, karbonhidrat, yağ, lif, vitamin ve mineralleri aldığınıza emin olun. Vücutta oluşan zararlı maddelerin atımı, böbrek ve bağırsak sağlığı için günde en az 2 litre su tüketmeye özen gösterin. Kan şekerini hızla yükseltip düşürmeyen, Glisemik İndeksi düşük besinleri tercih edin. Basit karbonhidrat olan şeker, ekmek ve şekerli besinler yerine kepekli makarna, mercimek, yulaf, bulgur pilavı gibi lifli besinleri tüketmeye özen gösterin. Haftada en az 3 kez ve 30 dakika süreyle düzenli fiziksel aktivite yapmaya özen gösterin.
Korhan Özduru

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler