Hipnoz Hangi Mesleğin Dalıdır?

Malumunuz hipnoz, bilinçaltı, trans hatta Submental hakkında bir sürü soru, düşünce ve bolca ön yargı var. Genelde görülen olumsuz yaklaşımların üç odak noktası var. Öncelikle hipnozu bir bayılma hali veya insan beynini ele geçirme yöntemi olarak bilen ve bundan dolayı aslında ödü kopanlar. Bunun tam karşısında uyduruk bir sahne şovu, mambo&jambo veya sihirbazlık numarası olarak görenler olduğu gibi; hipnoz için “efendim bu bir tedavi yöntemidir ve sadece doktorlar yapabilir, gerisi şarlatandır” diyenlere de rastlanmışlığı vardır. Dolayısı ile bir yandan hipnozun ne olup olmadığını defaten anlatma hatta üşenmeyip bizzat gösterme çalışmalarımızın yanı sıra bu işin hangi mesleğin dalı olduğu konusunun daha güzel bir şekilde cevaplanabileceğini düşünmediğim için Sayın Mehmet Başkak Hocam’ın Derin Sıçrayış isimli kitabından kes yapıştır yaptım. Kendisi bu soruyu aynen şöyle cevaplar, saygılarımla; “Hipnoz, hekimlikten, eğitime; eğitimden, spora kadar birçok farklı alanda kullanılabilen ve doğru kullanıldığında mükemmel sonuçlar ortaya çıkmasını sağlayan olağanüstü bir yardım yöntemidir. Bununla beraber, hekimlik, eğitim ve spor gibi disiplinlerin dışında , bunların hepsinden bağımsız; özel bir eğitimi gerektiren, özgün, müstakil bir yardım yöntemi; olağanüstü bir iletişim biçimidir. Günümüzde NLP diye bilinen bütün kişisel gelişim teknikleri esasen bir hipnoz yöntemidir. Modern hipnozun kurucusu sayılan Amerikalı Milton Erickson’un özgün hipnoz tekniklerinin Richard Bandler ve Jhon Grinder tarafından kendi gözlem ve araştırmaları çerçevesinde sistematize edilip geliştirmesiyle dallanıp budaklanarak şimdiki halini almıştır. Bütün dünyada ve Türkiye ‘ de eğitimini tamamlamış insanlar, NLP adı altında kendilerine ve başkalarına yönelik hipnoz uygulamaktadır. Bu açıdan, hiçbir yasal dayanakları olmadığı halde, okudukları fakültede tek bir saat bile hipnoz dersi bulunmayan bazı meslek gruplarının, hipnoz sadece kendi mesleklerine aitmiş gibi davranarak, değişik mesleklere ait uzmanlara hipnozu yasaklama girişimleri oldukça komik bir despotizim denemesi ve aslında sonuçsuz bir ticari kaygıdan ibarettir. Televizyondaki maçı heyecanla izleyen çocuk, o kadar yoğunlaşmıştır ki oyunun akışına, annesinin defalarca kendisine seslendiğini duymaz. Hepimizin başına benzeri durumlar gelmiştir ve bu durum tam bir hipnoz halidir. Herkesin her an karşılaşabileceği bu tür bir yoğunlaşma durumunu, herhangi bir meslek grubunun sahiplenmesi şaşırtıcı olduğu kadar, söz konusu meslek uzmanlarının hipnoz hakkındaki bilgilerinin oldukça zayıf ve kulaktan dolma olduğu anlamına da gelmektedir. Çok eskilere ait bir şarkıyı dinlerken, duygu durumumuzun değişmesi ve eskiden yaşadığımız anlara sanki dönüyormuşçasına bir duyguya kapılarak dalı vermeniz de bir hipnoz durumudur. Reklamlarda, filmlerde, gazetelerde, ana haber bültenlerinde, meydanlarda her an birilerinin toplumu etkileme amaçlı telkinler yağmuruna şahit oluyor ve bu biçimde kalabalıkların hipnoz edilebildiğini, telkinlerle yönlendirilebildiğini gözlemliyoruz. Hipnozun gerçek doğası böyleyken, hangi meslek hala “hipnozu sadece ben yapabilirim” diye iddia, ancak kötü hipnozcuların kötü bir hipnoz denemesi olur. Yasalarımız açık ve nettir ve hipnozu bilmeyi, hipnozu uygulamayı hiçbir yetişkine yasaklamamaktadır. Kişisel gelişim anlamında engellerini aşmak isteyen, yaşama ve geleceğe pozitif bakarak yaşayıp kaliteli bir yaşamın gereklerini kendi üzerinde oluşturmak isteyen her yetişkin talep ettiği takdirde güven duyduğu bir hipnoterapistten hipnozla danışmanlık desteği isteyebilir. Bu oldukça yasal ve olağan bir tercihtir. Bizim hipnozla ilişkimiz; danışmanlığımız, eğitim uzmanlığımız, hipnoz uzmanlığımız yasalarımızın çizdiği çerçeve içerisindedir. “Başkasın zarar vermeme” ilkesiyle, herkes sağlam bir hipnoz eğitimi aldıktan sonra, yetkinlik alanlarında, talep edenlere hipnozla destek sunulabilir. “Başkasına zarar vermeme ilkesi”nin ihlali durumunda hukuk devleti kurallarının işleyeceğini ortalama bir zekaya sahip olan herkesin bilmesi gerekmektedir. Bunun dışında “hasta olduğunu söyleyen birini muayene etmek, reçete yazmak, hastalığı tedavi etmek” yetkisi ise yasalarımız tarafından sadece diplomalı hekimlerimize verilmiştir. Yasalarla belirlenmiş “hastalık”, “tedavi” vs gibi hekimlerin yetkisine ait alanın dışında kalan konular; kişisel değişim ve gelişimle , eğitimle ilgili konular bizim hipnoz uzmanlığımızın uygulamaları kapsamındadır. Bu bilgiler ışığında hipnoz, "resmi olarak hiçbir bilim dalı tarafından henüz kabul görmemiş, yasalarca da herhangi bir mesleğe özgü kılınmamıştır.”

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler