Kötülük

Ne yazık ki günden güne artan şekilde sorunlu ailelerin sorunlu marifetleri etrafı kasıp kavuruyor. Kadınlara, hayvanlara, yaşlılara hatta çocuklara uygulanan şiddeti görüyor ve ‘Allah böyle kötülerle karşılaştırmasın.’ diyerek yaşamımıza devam ediyoruz. Aslında biraz düşününce kötülüğün bile göreceli olabildiğini, hatta birine kötülük olarak gelen şeyin bir başkasına zafer gibi gelebildiğini de görüyoruz. Böyle bir saçmalığın nasıl olabileceğine aklınız ermedi ise mesela savaşan tarafları düşünün. Birilerinin parçalanarak ölmesi diğerinin sabaha kadar kutlama yaptığı bir partiye bile dönüşebiliyor. Burada belki eylemin kendisini değilse de gerekçesini bir güzel kutsuyoruz. Ama buradaki konumuz sosyal, politik veya dini gerekçelere sığınarak yaptığımız kötülükler değil. Ne de olsa hepimiz iyi insanlarız. O yüzden konumuz kötülüğü kendi dürtüleri için yapan gerçek kötüler. Yani halk arasında psikopat değimiz Antisosyaller. Antisosyallik bir kişilik bozukluğu olup hafif bir genetik yatkınlığın üzerine bol gerilimli çocukluk sorunları eklenmesi ile oluşur. Genç yaştan başlayarak başkalarının haklarını saymama ve başkalarının haklarına tecavüz etme davranışları gösterirler. Ayrıca pek çok araştırma antisosyallerin beyinlerinde ki Amigdala isimli bölgenin sağlıklı insanlardan %20 kadar daha küçük olduğunu gösteriyor. Vicdan ve empati kurma yeteneğini ciddi oranda azaltan bu sorun dünya genelinde erkek­lerde %3, kadınlarda %1 oranında görülüyor. Tecavüz, hırsızlık, yan kesicilik, gasp, çek-senet tahsilatı, tetikçilik, haraç alma, uyuşturucu ticareti gibi suç­ları tekrar tekrar işleyen kişilerin önemli bir bölümü antisosyallerdir. Ancak ender de olsa yükselme fırsatını elde etmiş yetenekli ve zeki antisosyaller nitelikli suçlar da işleyebilir hatta ceza almamayı da başarabilirler. Bunların çoğu erkeklere göre suçlar gibi gözükse de antisosyal bir kadın aklına koyarsa bunları bir erkeğe de yaptırabilir. Borç alır ödemezler, taksitle alışveriş yapar; taksitleri ödemezler, kiralarını ya da elektrik faturala­rını ödemez, sosyal rollerini yerine getirmezler. Narsist ve hedonist olduklarından hemen her konuda kendilerini düşünür, yakınları bile olsa başkalarının sorunlarına karşı duyarlılık gösteremezler, yolda yatan köpeği ezer, engelli birine kolayca çelme takabilirler. Çocuğu hasta olduğu halde doktora götürmeyip elindeki parayı içkiye, kumara harca­yabilirler. İnsanlardan yardım ve ilgi bekler ama kimseye yardım etmezler. Hasbelkader yardım ettikleri insanlar olursa bu kişiler onlara ciddi şekilde borçlanır. Sıklıkla yalan söyleme, takma isimler kullanma ya da çıkarı, zevki için başkalarına iftira atma, dedikodu yapma ve aldatma ile belirli dürüst olmayan tutumlar gösterirler. Gelecek için fazla tasarı yapmazlar, yaptıkları tasarıların da büyük çoğunluğu uydurmadır. Yineleyen kavga, dövüşler ya da saldırılarla belirli olmak üzere, sinirlilik ve saldırganlık gösterirler. Oldukça kolay sinirlenir ve süratle kavga başlatırlar. Özel­likle küçük görülme ya da istediklerini elde edeme­me durumunda aniden kontrolden çıkabilirler. Çoğunlukla zarar verdikleri kişiler savunmasız kişilerdir, kendini savunabilecek olanları da gafil avlarlar. Trafikte, sokakta, hastanede küçük bir olaydan birilerini yaralayan hatta öldürenlerin bir çoğu antisosyallerdir. Yaptıkları hiçbir kötülük için vicdan azabı çekmez, her durumda kendilerini haklı görmeyi başarırlar. Araba çalarken yakalanan bir antisosyal asıl suçlunun kapıyı kilitle­mediği için arabanın sahibi olduğunu söyleyebilir. Antisosyalleri suç işlemekten alıkoyan şey vicdan azabı değil, olsa olsa yakalanacak ya da eylemleri esnasında zarar görecek olma korkularıdır. Elbette hiçbir rahatsızlık kötülüğü mazur gösteremez, gösterememelidir de. Küçük yaştan itibaren anne ve baba bu durumu görmezden gelmeyerek mutlaka önlem almalıdır. Özellikle baba koşullu sevgisini ortaya koymalı, hem sevgisini hem de bunun makul koşullara dayandığını hissettirmelidir. Babanın soruna dönüp bakmaması, annenin sorunu örtbas etmesi hatta onurlandırması ile nur topu gibi bir canavar yetiştirmiş olursunuz.

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler