Havalı Hileler ve Gıda Alışverişi

Alışveriş yaparken kim bilir kaç defa bir iki şey almak için gidip, uzunca bir süreyi git gide ağırlaşan market arabasına bir şeyler ata ata kendinizi kasada buldunuz. Kasadaki o dıt dıt sesleri eşliğinde göz ucu ile kabaran tutara bakarken gerginliğinizi “ama olsun, bunların hepsi lazım zaten” diye bastırmaya çalıştınız. Eve vardığınızda da sadece gereksiz şeyleri değil ayrıca abur cubur bir sürü şey aldığınızı gördünüz. Emin olun ki alışveriş konusunda bildiğiniz bunca şeye rağmen bunu yapmanıza yol açan şey matematiğinizin kötü olması veya şaşkınlığınız değil, en azından büyük çoğunluğu değil. Aşağıda yazdığım süpermarket hilelerinin büyük çoğunluğu bilinçaltı seviyesinde bol bol alışveriş yapmanızı sağlar. Bunları bilir ve birazda tok karnına alışveriş yaparsanız her ay bir sürü para cebinizde kalacaktır. Ayrıca sonrasında gıda alışverişi ve saklama konusunda pek çok kritik bilgi ve öneri bulacaksınız.

Süpermarket hileleri veya havalı adı ile Neuro Marketing

*Market girişinde taze sebze meyvalar girişte yer alması her şeyin taze olduğunu düşünmenizi sağlar *Daha pahallı ürünler sağ taraftaki raflara koyulur, sağlaklar için sağ tarafa bakmak zihninizde gördüğünüz ürünü kullandığınızı canlandırmanızda yardımcı olur. *Ürünlerin olduğu koridorların sonlarında fırsat ürünleri bulunur, bu hem koridorun sonuna kadar gitmenizi hemde bütün koridorları gezmenizi sağlar. *Müşteri üyelik kartları hatta girişte görevlinin size hoş geldiniz demesi aidiyet duygunuzu kabartır, marketi kendi kileriniz gibi düşünmenizde yardımcı olur. Ayrıca paketlere zarar verme ihtimalini azaltır. *Aidiyet oluştuktan sonra fırsat ürünleri için “eyvah, bitecek ve ben bu fırsattan mahrum kalacağım” diye düşünme ihtimaliniz artar. *Günlük tüketim ürünleri marketin uzak köşesinde bulunur *Erkeklerin alacağı ürünler marketin ortasında olur, bu sayede alıp direk kasaya gidecek olanların ürünleri görmesini sağlamakdır. *Küçük fırınlarda pişirilen yiyecekler taze olarak pişmesi için değil koku ile açlığınızı arttırmayı amaçlar *Yardımcı personeller sakin hareket eder, bazen gerilseniz bile bu orada fazla zaman geçirebileceğiniz algısını oluşturur. *Saat kavramını anlamamanız için pencere bulunmaz *Benzer ürünlerin birbirine yakın olması, et yanında baharat, kondom yanındaki enerji içeceklerinin bulunması gibi yerleşimler daha fazla ürün aldırmak içindir

Ayrıca aşağıdaki hususlara dikkat etmenizi önemle öneririm. Alışveriş Listesi Hazırlama

Alışverişe çıkmadan önce satın alınacak besinler için bir liste hazırlamak ve bu listede seçeneklere yer vermek alışveriş sırasında kişiye kolaylık sağlar. Günlük, haftalık ve aylık satın alınacak besinleri sınıflandırmak gerekir. Örneğin; Kuru besinler (un, bulgur, pirinç, makarna, nohut, mercimek gibi), yemeklik margarin, sıvı yağ, zeytin, salça aylık olarak; sebze, meyve, peynir, yumurta haftalık olarak; ekmek ve süt ise günlük olarak satın alınır.  Saklama imkanı yoksa gereğinden fazla besin satın almayın.

Piyasa Fiyat Araştırması ve Besin Gruplarının Seçimi

Ailelerde beslenmeye ayrılan para bilinmeli, satın almadan önce besinlerin değişik yerlerdeki fiyatları araştırılmalı ve ona göre satın alınmalıdır. Aylık ve haftalık olarak ayrılan para besin grupları arasında bölünerek her besin grubundan satın alma yoluna gidilmelidir. Düşük gelirli aileler enerji ihtiyaçlarını karşılamak için daha ucuz olan tahılların yanında bir miktar kurubaklagil ve yumurta satın alarak menülerini enerji ve protein yönünden dengeli duruma getirebilirler. Sebze ve meyveleri satın alırken mevsim sebze ve meyveleri tercih edilmelidir. Mevsimlik sebze ve meyveler turfandakilerden daha ucuz, daha lezzetli ve daha besleyicidir.

Sağlıklı Besin Seçimi

Sağlıklı beslenmek için saflaştırılmamış ve zenginleştirilmiş tahıl ürünleri tercih edilmelidir. Saflaştırma işlemi sırasında tahıl ürününün doğal olarak yapısında bulunan pek çok vitamin ve mineral kayba uğrar. Mümkün olduğunca yağ içeriği az olan besinler tercih edilmelidir. Bunun için ürünün etiketindeki beslenme değeri tablosundaki yağ miktarına bakılmalıdır. Özellikle kırmızı et ve süt ürünlerini satın alırken yağsız veya az yağlı olanları seçilmelidir. Et türleri içerdikleri kolesterol miktarı yönünden farklılık gösterirler. Örneğin kırmızı ette bulunan kolesterol ve yağ miktarı beyaz ete oranla daha fazladır. Bu nedenle kırmızı et yerine balık, hindi veya tavuk eti tercih edilmelidir. Sağlığı korumak için hazır veya yarı hazır besinler içinde tuz miktarı da azaltılmıştır. Bilindiği gibi tuz sodyum kaynağıdır. Fazla tüketildiğinde tansiyon yüksekliği, vücutta su toplanması (ödem) vb. durumlar meydana gelebilir. Bazen bir gıda etiketi üzerinde %50 den daha az tuzlu olarak tanıtılabilir. Ancak bu o ürün az tuzlu demek değildir, çünkü bu ürünün tuzu azaltılsa bile kendisi doğal olarak tuz kaynağı olabilir. Bunun için de yine etikette sodyum miktarına bakılmalıdır. Örneğin az tuzlu peynir diye tanıtımı yapılan ürüne belki az tuz ilavesi yapılmıştır, ancak peynirin yapısında doğal olarak fazla miktarda sodyum bulunabilir. Sağlıklı beslenmek için; doğal ve taze besinler tercih edilmelidir, fazla miktarda katkı maddesi içeren besinlerden kaçınılmalıdır. Çocuklara katkı maddesi içeren besinler mümkün olduğunca yedirilmemelidir. Sütü sevdiren o kahve rengi tozlara filan dikkat edin. Saflaştırılmamış ve zenginleştirilmiş tahıl ürünleri ve beyaz ekmek yerine çok kepekli esmer ekmekler tercih edilmelidir. Daha az tuz içeren besinler tüketilmelidir. Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine süt, maden suyu, ayran veya kefir tercih edilmelidir.

Satın Alacağınız Besinlerde Kalite Kontrolü Nasıl Yapılır?

Besin Kalitesi, tüketicinin tercihinde rol oynayan, ölçülüp değerlendirilebilen ve bir besini diğerinden ayırt etmeye yarayan özelliklerinin bileşimidir. Besinin hijyenik olması ise, o besinin tümüyle hastalık etmenlerinden arınmış ve sağlığa yararlı olmasıdır. Hijyenik olmayan bir besin, besin değerinden kaybedebileceği gibi besin kaynaklı pek çok enfeksiyona da neden olabilir. Kalite kontrol kriterleri genel olarak besine göre değişir. Etlerde tazelik, yağ oranı, et oranı, damgasının olup olmaması vb. kriterler incelenir. Yumurtada kabuğun temizliği, çatlak olup olmaması, tazeliği ve büyüklüğü incelenir. Kurubaklagillerde küflenme, böceklenme, yabancı madde oranı, o yılın mahsulü olması, pişme kalitesi gibi kriterler yönünden kalite kontrolü yapılır. Sebzelerde tazelik, canlılık, çamur, toz, toprak, yabancı otların bulunup bulunmaması, kereviz, patates, soğan vs. taze sebzelerde büyüklük durumu incelenir. Örneğin; ıspanağın kısa saplı, bol yapraklı olanı (kuzu ıspanağı) daha iyidir. Patates alırken; düzgün, yarık ve çatlaklar olmayan, çok kirli ve çok ufak olmayanları, yeşillenmiş ve çimlenmiş olmayanları alınır. Sarı patates pişerken dağılmadığından daha iyidir. Meyvelerde tazelik, büyüklük, çürük, çamurlu bereli olup olmama durumu , tat, lezzet vb. özellikler incelenir. Süt ve yoğurt kontrolünde; tazelik, ekşilik, iyi mayalanıp mayalanmadığı, bulunduğu kapların temiz olması, içinde yabancı madde bulunup bulunmama durumuna bakılır. Tahıllarda; yeni mahsul olma, küf, yabancı madde oranı ve o tahıla özgü diğer kalite özellikleri incelenir. Yağlarda acıma olup olmadığı, lezzet, koku, renk vb. kriterler incelenir. Zeytinlerde büyüklük, etli kısım oranı, tat, lezzet vb. özellikler incelenir.

Ambalaj Kontrolu ve Etiket Okuma

Gıda ambalajının içine konan ürünü en uygun şekilde koruması ve bozulmasını önleyici nitelikte olması arzulanır çünkü gıdalar mikrobiyolojik, biyokimyasal, fiziksel ve nem etkisi ile kolayca bozulurlar ve aroma kayıplarına uğrarlar. Satın alınan gıdaların alıcı tarafından kontrol edilmesi hem tüketicinin sağlığının korunması hem de ekonomik yönden aldatılmasının önlenmesi açısından çok önemlidir. Herhangi bir sebeple ezilmiş, yırtılmış, bozulmuş ambalaj bulunduran besinler satın alınmamalıdır. Ambalajı yeterince iyi olmayan ürünler her zaman için kontamine olma (bulaşma) riski taşırlar. Ürünün ambalajı üzerindeki ETİKET BİLGİ'sinin incelenmesi de tüketicinin korunması açısından büyük önem taşır. Bir ürünü satın alırken özellikle SON TÜKETİM TARİHİnin kontrol edilmesi gerekir. Son tüketim tarihi geçmiş bir ürün pazardan kaldırılmalı veya tüketiciler tarafından kesinlikle satın alınmamalıdır. Böyle ürünler bozulmuş olabilir, mikroorganizma üreyebilir, lezzeti ve fiziksel görünümü değişebilir ve besin değerinden kaybetmiş olabilir. Ayrıca ürün etiketi üzerinde GIDANIN ADI, ÜRETİCİ FİRMANIN ADI VE ADRESİ ile üretildiği yerin belirtilip belirtilmediğine bakılmalıdır. Herhangi bir istenmeyen durumla karşılaşıldığında tüketici kimi şikayet edeceğini bilmelidir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca ÜRETİM İZNİ verilip verilmediği kontrol edilmelidir. Ürünün NET GRAMAJINA, HAZIRLAMA VE KULLANMA TALİMATI bilgisine, DEPOLAMA VE SAKLAMA KOŞULLARI'na dikkat edilmelidir. Ürünün bileşimi hakkında bilgi edinmek için ise, etiket üzerindeki "İÇİNDEKİLER veya BİLEŞİM (ingrediyen)" listesi ile besin değeri tablosunun incelenmesi gerekir. E Harfi ile başlayan katkı maddelerinin bulunmaması tercih sebebi olmalırı. Bir porsiyonun günlük ihtiyacı karşılama oranı gibi rakamsal hileler ile içindeki yağ ve şeker miktarını olduğundan azmış gibi lanse eden ürünlere dikkat edilmeli, içeriğindeki % 'lere bakılmalıdır. Adı nefis veya fit filan olsa bile içindeki şeker yüzdesi %20'lere ulaştı ise, o şey bildiğiniz tatlıdır.

Besinleri Hazırlama ve Saklama Koşulları İle dikkat Edilecek Konular

Hazırlamak ve pişirmek için besinlere uygulanan işlemler besleyici değerini artırır veya azaltabilir. Aşağıda bu işlemlere örnekler verilmiştir: Beyaz ekmek yapmak için buğday tanesinin, kepek ve özünün iyice ayrılması hem Glisemik Indeksini yükseltir(kötü) hem de besleyici değerini azaltır(kötü). Ekmek, çörek, kurabiye yapmak için hamurun mayalandırılması Glisemik Indeksini yükseltirken(kötü) probiyotikler yönünden besleyici değerini artırır(iyi) Lavaş gibi mayasız ince dilimli ekmeklerin hem Glisemik Indeksi düşüktür(iyi) hemde besleyici özelliği daha azdır(kötü) Tarhana, yoğurt ve unun karışımıyla mayalandırılarak yapıldığından, besleyici değeri yüksektir. Pişirirken içine pişmiş nohut, mercimek, havuç eklenmesi değerini daha da artırır. Tarhana güneşte kurutulursa, süt ve yoğurt aydınlık yerde bekletilirse vitamin B2, vitamin B6 ve folik asit değerleri azalır. Sütlü tatlı yaparken şeker önceden konulmalıdır. Birlikte yüksek sıcaklıkta pişirilirse, protein değeri azalır. Kuru fasulye, nohut, mercimek gibi besinler iyi pişirildiğinde sindirimi kolaylaşır ve böylelikle protein değeri artar. Yumurta çiğ yenirse ya da sarısının etrafı yeşillenecek kadar hızlı ateşte, uzun süre pişirilirse, besleyici değeri azalır ve zararlı olabilir. Yeşil ve sarı sebzelerden yapılan salatalara limon veya sirke eklenir ve bekletilirse A ve C vitamini değeri azalır. Sebzeler doğrandıktan sonra bekletilirse ve haşlama, pişme suları atılırsa vitamin ve mineralleri azalır. Meyveler kesildikten ya da suyu sıkıldıktan sonra bekletilirse C vitamini değeri azalır. Hatta sıkılmış meyve suları buzdolabında bekletilirse veya şeker eklenirse vitamin değeri çok azalır. Süt yarım saat gibi uzun süre kaynatılırsa vitaminleri azalır. Pastörize ve sterilize edilmemiş süt kabarınca ateşten alınırsa, mikropları ölmez. Süt kabardıktan sonra karıştırılarak 4-5 dakika kaynatılıp hemen soğutulur. Cam kavanozda buzdolabında 1-2 gün saklanır. Yağ yakıldıktan sonra yemeğe konursa, sağlığa zararlı duruma gelir. Yoğurdun yeşilimsi suyu atılırsa vitamin değeri azalır. Ayrıca yoğurt torbaya konup süzülür ve süzülen suyu atılırsa vitamin kaybı olur. Kapakları -hafif de olsa- içe veya dışa doğru bombe yapmış konserveler sağlık için son derece zararlıdır. Aşağıda değişik besin grupları için pişirme kuralları verilmiştir. Bu kurallara uyulursa, satın alınan besinlerden en iyi şekilde yararlanılabilir.

Besinleri Saklama İlkeleri

Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak için her gün çeşitli besinlerden yeteri kadar alınmalıdır. Ancak bazı besinlerin hasat edildikten sonra kısa zamanda kullanılması olanaksızdır. Ayrıca her mevsimde, her çeşit besine ulaşılamamaktadır. Bu nedenle; bazı besinleri çeşitli işlemlere tabi tutarak uzun süre değerinden ve lezzetinden kaybettirmeden saklamak zorunlu olmuştur. Taze besinler, hasat edilmelerinden itibaren mikroorganizma ve enzimlerin etkisine maruz kalırlar. Besini mikroorganizmaların etkisinden koruyabilmek ve enzim faaliyetlerini durdurabilecek bir ortam oluşturmak zorunluluğu vardır. Mikroorganizma ve enzimler belirli bir sıcaklık derecesinde faaliyet gösterdiklerine göre besinler soğuk yerde saklanırsa, tazeliklerini koruyabilirler. Besinlerin saklanabileceği buzdolapları, soğuk hava depoları ve dondurma araçları veya yerleri yapılmıştır. Bu gibi yerlerde besinlerin bozulmadan saklanma süresi dolabın veya deponun ısı derecesine bağlıdır. Buzdolabının buzluk kısmı sıfır derece civarındadır. Aşağıdaki tablo buzdolabında besinlerin taze olarak saklanabilme sürelerini göstermektedir.

Tablo : Taze Besinlerin Buzdolabında(+4 derece) Saklanması

Besin     Saklama Süresi Meyveler: Portakal, limon, elma, armut, 1-2 hafta Üzüm, şeftali, kayısı, 4-5 gün Kiraz 1-2 gün Sebzeler: Ispanak, marul, domates 2-3 gün Lahana, havuç, kereviz 6-7 gün Taze fasulye, bakla ve bezelye 3-4 gün Etler:  Kıyma ve küçük parça et 1 gün (Eğer et taze ise) Büyük parça et, salam, yürek 2-4 gün (Eğer et taze ise) Kasaptan alınan et bir günden fazla bekletilmez Süt ve ürünleri:                Süt, taze lor veya çökelek 1-2 gün Peynir, yoğurt, kaymak 5-7 gün Diğerleri:             Yumurta                         1-2 hafta Pişmiş et yemekleri        1-2 gün Kremalı pastalar               1-2 gün Zeytinyağlı yemekler     2-3 gün Taze sebzeler bekletilmez Tereyağı ve benzeri kahvaltılık margarinlerde nem miktarı fazla olduğundan kolay bozulurlar, bu bakımdan buzdolabında saklanması gereklidir. Ayrıca margarin zaten hiç kullanılmamalıdır Patates, karanlık, serin, kuru ve hava akımı olmayan yerlerde saklanır. Işık, patatesin renginin yeşile dönmesine neden olabilir. Soğan için en iyi saklama ortamı kuru, hava akımı olan serin yerdir. Kuru besinler serin, karanlık, kuru ve havalandırılabilen yerlerde saklanır. Kuru besinlerin saklandığı yerin nemli olması küflerin çoğalmasına neden olur. Besinler mümkünse raflarda, yerden yukarıda, ağzı kapalı kaplarda birbirlerine benzeyenler bir araya konmak suretiyle saklanmalıdır.  
Korhan Özduru

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler