Bilinçaltınız ne kadar temiz ve kontrollü olursa, düşüncelerinizin ve söylemlerinizin etkisi de o kadar güçlü olur. Aslında düşünce, inanış, fikir hatta hafıza değimiz şey beynimizdeki nöronların arasındaki minik bir elektrik akımından çokta başka bir şey değil. Bunu sadeleştirdiğimizde aslın düşüncenin de bir enerji olduğunu görüyoruz. Bu enerjinin ne kadar güçlü olup olmadığı ise frekansı yani bir anda (mesela 1 Mhz/Sn saniyede 1.000 defa demektir) kaç defa etki ettiği ve birazda voltajı ile ilgili. Ayrıca bu düşüncenin kaynağı öylesine bir fikirden geliyorsa daha düşük frekanslı yani zayıf olduğu halde eğer kalpten gelen bir inançtan veya yaşanmış bir travmadan geliyor ise kat kat daha yüksek frekansı sayesinde çok daha güçlü olabiliyor. Netice olumlu düşünmek, kendi yaşamınıza pozitif bir enerji yaymak, olumsuz düşünmek ise negatif enerji yaymayı sağlayabiliyor. Bilinçli halimiz diğer insanlardan gelen pozitif ya da negatif enerjileri her zaman algılayamasa bile bilinçaltımız bunları hissederek kolaylıkla etkileniyor. Hele ki başaramayacağım, iyileşemeyeceğim, mutlu olamayacağım, hak etmiyorum veya kilo veremeyeceğim tarzında düşünceleri olan bir kişide, bilinçaltı bunu kolaylıkla bir komut olarak algılayarak ve mesela size kilo aldıracak veya mutsuz edici iç dinamiklerinizi harekete geçirebilir. Hatta bu olumlu yada olumsuz düşünceler ile alakalı hormonal aktivitenizi bile buna göre düzenleyerek bu düşünceleri hayatınızın gerçeği haline getirmeye çalışır. Sonuç olarak kendi bilinçaltınız 6 yaşındaki bir çocuk gibi iş görerek, "bu düşünce iyi veya bu düşünce kötü" diye sorgulamadan, düşüncelerinizden aldığı talimatlar ile kendi hayatınızı şekillendirmek için size hizmet eder.