Cinsiyet hormonları pek çok diğer etkilerinin yanı sıra, karşı cinsi fark etme, beğenme, ilgisini çekme ve onunla yakınlaşma isteği davranışlarında da önemli rol oynuyor. Temelinde üreme dürtüsünün dışa vurumu olan bu eş arama davranışının adına çoğunlukla iyice yumuşatarak flört diyoruz. Ergenlik çağında başlayan ve yaşamın merkezinde yer alan bu flört isteği zaman içinde karizmatik, güzel, zengin, başarılı yada güçlü olma isteği olarak yansıyabiliyor. Ancak basit flört konusunda doğal olarak insanlar baltayı taşa vurmamak için en çok iki soru ile karşılaşılıyor: “Acaba benden hoşlanıyor mu” ve” O’nun dikkatini nasıl çekebilirim?”. Karşısındakinden hoşlanan birisi O kişinin normal olarak sergilediği bazı davranışları kendisi lehine beklentileriyle birlikte “olumlu” olarak yorumlayarak bazen arkadaşça hareketleri ile flört hareketlerini birbirine karıştırılabiliyor. Doğal olarak bu durum ciddi iletişim problemlerini ve hatta lüzumsuz duygusal yükleri ortaya çıkartabiliyor. Acaba O'da benden hoşlanmıyor mu? Karşınızdaki kişinin sizden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak oldukça riskli bir konu. Size flörtöz bir biçimde değil, yalnızca yakın arkadaş olarak yaklaşan bir kişiyi yanlış anlayarak hatalı adımlar atmak sizi en azından utandırabilir, bir arkadaşınızdan edebilir hatta başınızı derde bile sokabilir. Bunu anlamak oldukça zor görünsede karşınızdaki kişinin istemsiz yani bilinçaltı ile sergilediği vücut dili mesajları O’nun duygularını anlamanızda oldukça yardımcı olacaktır.

• Sizin dikkatinizi çekmeye çalışıyor mu ?
• Sizinle diyalog kurmak için çaba harcıyor mu ?
• Sizinle etkileşim halindeyken tüm bedeni size dönüyor mu ?
• Sizinle beraberken açık bir beden duruşu sergiliyor mu.
• Sizin hareketlerinizi ve kullandığınız bazı özel kelimelerinizi taklit ediyor mu?
• Sizinle konuşurken gülümsüyor mu ?
• Sizinle göz teması kurmak için çabalıyor mu?
• Sizin elinize yada kolunuza hafifçe dokunmak  için fırsat kolluyor mu ?
• Size mesafe olarak yakın bir arkadaştan daha yakın duruyor mu ?
• Sizin gördüğünde canlanıyor ve duruşu dikleşiyor mu?
• Sizinle konuşurken şaşkınlaşıyor mu?
• Konuşurken size doğru eğiliyor mu?
• Sizi gördüğünde kaşları hafiften yukarı kalkıyor mu ?
• Sizinle konuşurken ses tonu değişiyor mu? (erkek ise boğuklaşıyor kadın ise yükseliyor mu)
• Sürekli saçını, üstünü, başını düzeltiyor mu?
• Sizinle konuşurken kıpırdanıyor mu?
• Hatta üzerinizden hayali tüyleri alıyor mu?

Eğer bu işaretlerin büyük bir kısmını yakalıyorsanız o zaman karşınızdaki kişinin sizden hoşlanıyor olması ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünebilirsiniz. Belki de bunu sözlere dökemiyor ve kontrolü sizin ele alma zamanınız gelmiştir. Peki O'nun dikkatini nasıl çekerim? “ Benim için iç güzellik daha önemli” sözlerini yalanlarcasına kocaman bir göbek, sizden başka herkesin sayabildiği burun veya kulak kılları, çenede kalmış tek tük kıllar tüyler, artık cılkı çıkmış bir çift ayakkabı, sigaradan yada kahveden dolayı sararmış hatta kötü kokan bir ağız çoğu zaman ilgi çekmenin en büyük düşmanlarıdır. Ayrıca karşınızdakine ne kadar özensiz bir insan olduğunuz mesajını verebilir. Yapılan bir çok çalışma, çekici olan kişilerin olmayan kişileri, popülerlik, cinsellik, ikna edicilik hatta kariyer hedefleri gibi sosyal anlamda arzu edilen birçok alanda geçtiğini göstermiştir. Yani fiziksel çekicilik göreceli olsa da, çekici insanlar sosyal olarak daha avantajlı. Yapılan bir araştırmada 2-3 aylık bebeklerin bile çekici yüzlere daha fazla baktıkları sonucuna ulaşılmıştır. Bilinçaltına işlemiş bu durumun bir yansıması da “Hale Etkisi”. Hale Etkisi özetle, bir kişide ilk gördüğümüz bazı özelliklerin o kişi ile ilgili diğer algılarımızı etkilemesidir. Yine yapılan pek çok araştırmada, katılımcılara fiziksel olarak çekici gelen kişiler gösterildiğinde katılımcılar bu kişilerin aynı zamanda daha akıllı, işlerinde ve sosyal hayatlarında daha başarılı olduklarını hatta daha sağlıklı cinsel yaşamları olduğununu varsaymışlardır. Sosyal medya bağımlılığında bile önemli bir etken olan bu etki, gerektiği zaman duygusuz kararları bile çekinmeden verebilen hakimleri bile etkiler. Allah’dan çekicilik sadece doğuştan gelen simetrik bir güzellik anlamına gelmiyor. Doğru vücut dili, doğru koku, yeterli öz bakım, doğru renkler, etkili ses tonu, düzgün taranmış saçlar, temiz  dişler, ortama uygun kıyafetler ve kültürünüz sizi ister romantik bir görüşme isterse bir iş görüşmesi olsun bütün görüşmelerde bir adım öteye taşıyacaktır. Öz güvenli ve rahat bir vücut diliniz olsun, bu konuda kendinizi geliştirmeye çalışın, bazı kişisel gelişim kitapları da yararlı olabilir. Sizin doğru sandığınız evrensel yanlışlar aslında hayatınızı zora sokuyor olabilir. Gülümseyin, ama mutlaka gülümseyin, hem de son derece doğal gülümseyin. Gülümseme konusunda bildiğiniz ne varsa uygulayın. Gülümsemek sizin barışçı amaçlarla geldiğinize dair karşı tarafın bilinçaltına önemli ve evrimsel mesajlar verir ve inanamayacağınız kadar etkili konuların başında gelir. Ancak şunu aklınızdan çıkarmayın, yapılan çalışmalar ve kişisel tecrübeler, kişinin karşısındakinin gülümsemesinin gerçek yada sahte olup olmadığını “bir şekilde” anlayabildiğini gösteriyor. Gerçek ve doğal bir gülümsemede gözler daima gülümsemeye eşlik eder ve bu durum gülümsemeyi gerçek kılar. Kendi gülüş tekniklerinizi ayna karşısına önceden çalışın. Bir kere gülümsemek en başta size kendinizi daha iyi hissettirecektir. Gülümsemeye başladığınızda bir süre sonra o harika gülümsemeyi  içselleştirecek ve hiç  zorlanmadan zaten kendiliğinden güldüğünüzü fark edeceksiniz. Ortama uygun giyinin ve aşırıya kaçmayın. Saten, kadife gibi dokun bana diyen kumaşlara temkinli yaklaşın. Ayrıca renklerin vereceği bilinçaltı mesajlarını kullanın, mesela yaratıcılığınızı gözler önüne sermek istiyorsanız yeşil renkten uzak durmayın. Eğer bu konuda yeterli bilginiz yoksa mutlaka bilen birilerine danışın. Ayrıca unutmayın ki görüşeceğiniz yada buluşacağınız kişi ile paralel giyinmek de önemlidir. Makul bir makyaj yapın, kadınlar için gözleri büyük gösteren, elmacık kemiklerini ortaya çıkartan, dudakları biraz belirginleştiren makyajlar oldukça etkilidir. Ancak çekiciliğin veya kendine güvenin dibine vuracağım derken dudaklarınıza kıpkırmızı bir ruj sürer, şuh bakışlarım ile deleceğim derken şakaklarınıza kadar kalem çekmeye filan kalkarsanız karşınızdaki farkında bile olmadan bilinçaltınızdaki muhtemel baba sorunlarınızın beslediği aşırı feminenliğini yansıtmış olursunuz. Erkekler de eğer görünümleri ile aşırı eril bir mesaj vermeye kalkıyorlar ise onlarda aslında saklamak istedikleri dertlerine değiniyor olabilirler. Bu durumlarda etkiniz belki delip geçebilir, ama gelip geçecek olduğunu da garantilemiş olursunuz. Hafif bir parfüm seçin. Karşınızdaki kişi ağır parfümleri sevmiyor olabilir. Yanlış bir seçim ile neredeyse hayatı boyunca sizi bu kokuyla hatırlayacak olan kişinin anılarını mahvedebilirsiniz. Özellikle sıcak günlerde ağır kokulardan ve aşırı miktarda koku sürmekten uzak durmaya çalışın, sizin burnunuz alıştığı için duymadığınız bir parfüm karşı taraf için çok fazla olabilir. Mesela yeni boşanmış erkeklerin fazlaca koku kullandığı genelde bilinen bir durumdur. Ses tonunuzu kontrol edin. Ne söyleyeceğinize değil ise bile nelerden bahsetmeyeceğinize karar vermek, sesinizin çatlak, tiz yada boğuk çıkmaması için faydalıdır. Eğer kendinizi bağıra bağıra veya boğuk bir şekilde konuşurken yakalarsanız vermek istediğiniz mesaja uygun olup olmadığını gözden geçirmenin zamanı gelmiş olabilir. Bilgi ve kültüre sahip olun, hatta artık ne kadar bildiğinizi anlatmaya bile gerek duymayacak kadar çok şey bilin. Her gün ister alakalı ister alakasız sizi şaşırtacak olan bir şeyleri okuyarak öğrenmeye çalışın. Sizi şaşırtacak olan değerli bilgi (Elbette magazinden, futboldan, burçlardan, arabalardan, makyaj tekniklerinden filan bahsetmiyorum) beyninizin zenginleşmesine ve zekanızın vücut dilinize yansımasına yol açar. Aklınıza öğrenecek hiç bir şey gelmiyor ise bu yazıyı okuduğunuz o telefon yada bilgisayar hakkında "okuyarak" bir şeyler öğrenin. Ama eğer hiçbir yöntem işe yaramıyor ise o zaman belki de neden öğrenemediğinizi öğrenmenin zamanı gelmiştir.